21 Kas Alper Görmüş
Kaya, tanıyanda kimliğin, milliyetin, ideolojinin hatta kan bağının hiçbir öneminin olmadığı duygusunu uyandıran o sıradışı insanlardan biriydi. Sadece kendi kimliğinden, milliyetinden, ideolojisinden, kan bağından olan insanları sevebilenlerin ilacı gibiydi. Onu biraz tanıdıktan sonra böyle sınırlı-koşullu sevme tarzlarının ne kadar anlamsız olduğunu hissetmemek mümkün değildi.
Kaya gibiler karşısındakinin üzerinde nezaketin, düşünceliliğin, empatinin her şeyden daha önemli olduğu duygusunu uyandırarak yaparlar bunu.
Hastane günleri sırasında Eylül’le Kaya’nın bu yanı üzerine şöyle mesajlar iletmiştik birbirimize:
Eylül: Kaya’nın Kadıköy Anadolu’dan arkadaşları öyle çok uğraşıyor ki. Bağcılar’dan her gün karşıya geçmemeleri için kalınacak bir yer bakıyorlar mesela. Tülin Teyzeler her gün karşıdan o yolu tepmesinler, orada bir ev olsun, en azından bazı günler orada kalsınlar diye düşünmüşler. “Elimizden bu kadarı geliyor” dediler. Ne kadar hoş bir şey di mi? Ne güzel insanlar.
Ben: Bravo. Fakat bir rezervim var: Acaba burada Kaya’nın güzelliğinin payı ne? Aralarından herhangi birine (de) otomatik olarak yaparlar mıydı bunu? Tahmin etmiyorum. Bunlar hep öznenin Kaya olmasıyla ilgili. İyinin iyilik yaratacağına inanan iyimserler için örnek olay.
Eylül: Ben de aynısını düşündüm. Kesinlikle onun payı büyük. Canım benim.
İşte böyle bir insanın kızımın karşısına çıkması, bir baba olarak beni o kadar mutlu etmişti ki, eski arkadaşlarımdan “Eylül nasıl, evlenmedi mi daha” gibi sorulara muhatap olduğumda şu türden cevaplar vermeye bayılıyordum: “Yok, evlenmedi, fakat benim salak kızım ilk defa içime sinen biriyle beraber. Çok şükür.”
Dillere destan tutukluğum nedeniyle onu ne kadar sevdiğimi yüzüne söyleyemedim, fakat Eylül benim adıma bunu yapınca “canım Alper abim benim” dermiş.
Onu en çok bu cümleyle hatırlıyorum, ama sanki doğrudan bana söylenmiş, duymuşum gibi hatırlıyorum; yüzündeki gülümsemeyle, sesindeki tonlamayla.
Hırçın Lokma’yı bile kıvama getirip mayıştıran (bana hâlâ sevdirmiyor kendini) bir sevgi, sakinlik ve nezaket…
Canım Kaya’m benim, seni çok özlüyoruz.
