25 Kas Fatma Gül Altındağ
Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa “Dokuz” grubunu sen kurmuştun birinin düğünü zamanı. Daha çok düğünlerde görüşmeye başlamamıza bir istatistik eklemiş olmuştuk. Evlenenler, taşınanlar, kendi işini yapanlar, şunlarla bunlarla “Dokuzda kaç” bilançosu yetişkinlik yolunda komik bir kabul gibi görünmüştü gözüme. Herhalde hesaplamak dokuz grubunun yaptığı en iyi şeylerden biriydi, sonuçta iyileriyle kötüleriyle, hepimiz matematikçiydik. Verilerle tartışır, iyi tahminler ve analizler yapardık. Dokuzda kaçın türlü versiyonları olabilirdi de birimizin eksileceğini hiç bir zaman düşünmedik. Daha hesaplayacağımız türlü oran vardı, çok erkendi.
Kalbim kırılıyor. Seni düşündükçe kalbim kırılıyor. Her şeyiyle özenli, zarafet dolu, pırlanta gibi bir insan. Giyiminden, haline tavrına, konuşurken sözcüklerine, zevklerine, fikirlerine, yaşayışına kadar şık biri. Kaya bu hastalıktan çok daha fazlasını her seferinde suratımıza çarparcasına şık biri. İsyan etmek istiyorum kime edeceğimi bilmiyorum. Yazılarının bölüm sonlarını şarkıyla bitirişin geliyor aklıma, sevdiğin şarkılar listesini açıp çalıyorum. En çok Kızıl Ordu Korosunu dinlerken duygulanıyorum, isyanıma eşlik eder gibi. Başka bir şey yapamıyorum.